Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. (a) toplantıda ele almak, incelemek.
    The court are sitting on the question of permission to build
    the new road. (b)
    k.d. susturmak, ağzını kapatmak.
    Always sat on by her elderly brothers. (c) savsamak, ihmal etmek, hasır altı etmek.
    He's been sitting on my letter for months; why doesn't he answer?
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

sit on (one's) hands
(a) isteksizce alkışlamak, oyuna/temsile pek ilgi göstermemek, (b) boş oturmak, hiçbir şey yapmamak.
sit on one's hands
eli kolu bağlı durmak, hiçbir iş yapmamak, oturup beklemek.
sit on a committee
bir komiteye üye olmak.
sit on a question
kafasında bir soruyu çözmeye çalışmak Fiil
sit on a question
kafasında bir soruu çözmeye çalışmak Fiil
sit on eggs
(a) kuluçkaya yatmak, (b) nazik durumda olmak.
sit on needles
iğne üzerinde oturmak Fiil
sit on pins and needles
huzursuz olmak Fiil
sit on pins and needles
iğne üzerinde oturmak Fiil
sit on pins and needless
diken üstünde oturmak Fiil
sit on someone
.: birini ezmek, haddini bildirmek.
I won't be sat upon: kendimi ezdirmem.
sit on the edge of sth
ilişmek Fiil
sit on the fence
tarafsız kalmak.
sit on the hedge
ihtiyatlı davranmak Fiil
sit on the lid
meseleyi örtbas etmeye çalışmak.
sit on the safety valve
baskı politikası uygulamak Fiil
sit on the throne
tahta geçmek, hükümdar/kral olmak.
sit on thorns
diken üzerinde oturmak Fiil
sit on top of a volcano
bir volkanın tepesinde oturmak Fiil
sit in judgment on a case
dava hakkında karar vermek üzere oturumu açmak Fiil
sit tight on one's principles
prensiplerinden ayrılmamak Fiil
sit tight on one's principles
prensip bilerinden ayrılmamak Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.